28 Aralık 2014 Pazar

İÇ VE DIŞ SESİM

 
    İç sesim olabildiğine konuşkan fakat asla gürültücü değil. Sessiz sakin. Sınırı yok. İstediği şeyi konulabilir, istediği şeyi düşünebilir. Engellenemez. Onu hep samimi bulmuşumdur zaten. Sağolsun kimsenin olmadığı zamanlarda bana hep yoldaş, dost olmuştur. Bu yüzden benim canım kolay kolay sıkılmaz. Kendi halinde hatta biraz gariban fakat düşüncelidir benim iç sesim. Onu dış sesimden daha çok seviyorum. Peki ikisi de ben değil miyim? Tabi ki hayır. Dış sesimin kaygıları, korkuları var. O maalesef sınırsız değil. Onu belirli kalıplara sokmak, şekil  vermek zorundayım. İstediği gibi konuşamaz o. Konuştuğu zaman da boş konuşur genellikle. Onun dertleri ve tasaları basit ve sıradan. İnsanları memnun etmek için düşünür bazen. Onu da bu yüzden çok fazla sevmem. Tam olarak bilmiyorum ama galiba onu bu hale getiren başkalarının dış sesleri olsa gerek. Dış sesimin üzerinde baskı oluşturuyorlar gibi geliyor bana. Kendi istedikleri gibi konuşturmaya, düşündürmeye çalışıyorlar. Bazen susturmaya bazen de basit ve sıradan konulara, fikirlere yönlendiriyorlar. Bir illizyon gibi. Ama iç sesime sadece aklım ve vicdanım karışabilir. Gerçi bu ikisi de belli ölçülerde kısatlama yapsa da bu durumdan şikayetçi değilim. Bu benim dünyam. Özgürüm ve mutluyum burada. İnanın bana bazen insanların iç sesimi duyabilmesinden, aklımdan geçenleri anlayabilmesinden korkuyorum. Sözüm ona yargılarından, her şeyi bilen havalarından ve gürültücü seslerinden korkuyorum. Ama harbiden iyi ki orada yoklar. 

  İç sesimi seviyorum. O olabildiğine konuşkan fakat asla gürültücü değil.

1 yorum:

  1. "Dış sesimin kaygıları, korkuları var." İç sesi de işitebilseydi birileri, emin olunuz, onun korkuları hiçbir şeye benzemeyecekti...

    YanıtlaSil