Ben bu gün yalnızca bir alıntı bırakmak istiyorum, belki daha sonra bunun hakkında bir şeyler söylerim.
..."oldukça uzun... diye tekrarladı Wolf. Ne azap. On altı yıl... Kıçım sert sıraların üzerinde on altı yıl... On altı dümen ve sürekli erdemlilik yılı. On altı sıkıntılı yıl geride ne kaldı? Yalıtılmış, ufak görüntüler... Yeni kitapların kokuları, bir ekim resmini yaptığımız yapraklar, uygulamalı çalışmalarda kesilmiş kurbağanın formol kokulu iğrenç karnı, tatile çıkacakları için öğretmenlerin de insan olduklarının fark edildiği ve sınıfın daha tenha olduğu yılın son günleri. Artık sebebini bilmediğimiz tüm o büyük korkular, sınav akşamları... Düzenli bir akışkanlık... Bununla sınırlıydı... Ama biliyor musunuz Bay Brul, çocuklara on altı yıl süren düzenli bir akışkanlığı dayatmak alçaklık? Zaman bozuldu, Bay Brul. Gerçek zaman, eşit saatlere bölünmüş ve mekanik değildir... Gerçek zaman özneldir... İçinde taşırsın... Her sabah saat yedide kalkın... Öğlen yemek yiyip, dokuzda yatın... Asla kendinize ait bir geceniz olmasın... Denizin alçalmayı bırakıp durduğu bir an, tekrar yükselmeden önce gecenin ve gündüzün birbirine karışıp eridiği ve nehirlerin okyanusla karşılaşmalarındakine benzeyen bir coşku seti oluşturduğu, dingin bir zamanın var olduğunu hiç bilmezsiniz. On altı yıl gecelerimi çaldılar, Bay Brul! Beşinci sınıfta, altıncı sınıfa geçmemin tek ilerleyişim olması gerektiğine inandırdılar beni... Son sınıfta bitirme sınavını vermem gerekiyordu... Ardından bir diploma... Evet bir amacım olduğunu sanıyordum Bay Brul... Ama hiçbir şeyim yoktu... Başlangıcı ve sonu olmayan koridorda, bir embesiller konvoyunda, diğer embesilleri izleyerek ilerliyordum. Hayatımızı diplomalarla geçiştiriyoruz. Aynı zorlanmadan yutturmak için kapsüllerin içine acı tozlar konulması gibi... Görüyor musunuz Bay Brul, hayatın gerçek tadını sevebilirmişim bunu şimdi anlıyorum."...
Boris Vian- Kızıl Ot
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder