6 Mart 2015 Cuma
YÜREĞİNİN KABUĞUNDA YAŞAMAK
Bıraksın peşimizi!Kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar.Bir kutu cümleden bu sözü seçmişti parmaklarım.Sözü kendimle ilişkilendirirsem...Yüreğinin kabuğunda yaşamak...Belkide bu cümle her şeyi anlatıyor.
Yüreğinin kabuğunda yaşamak, doyasıya bağıramamak mı?Bakmamak mı yüreğinin sevdiğine?Çocukcasına koşmamak mı?Dudağını büküp katılmamak mı hayata?Görmeden duymadan dokunmadan.Bir fanusun içinde yaşamak mı?Yüreğin kabuğu varsa içindeki inciye ulaşmak için kabuğunu kıran insanlar, yüreğin içinde yaşayanlar mı?
Yüreğin içinde yaşayanlar, hayatı hissedenler.O zaman her insanın bebeklik ergenlik dönemleri gibi birde yüreğinin kabuğunu kırma dönemi var.Kendini gerçekleştirme, sorunlarını aşma, kendiyle yüzleşme dönemi var.Kimileri çoktan aşmış bu dönemi.Bunlar mutlu insanlar...Kimileri de benim gibi hala yüreğinin kabuğunda yaşıyorlar.Kıramıyorlar zincirlerini.Belkide alışmışlardır yüreğinin kıyısında yaşamaya.Yalancı mutluluklara avunur olmuşlardır.
Hep bir günü beklerler, masallardaki gibi bir sihirli değneğin kendilerine dokunmasını ve yüreğinin kabuğunu kırmasını.Özgür olduğu günü bekler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder